Oyunu Boa Sahne’de 31 Ocak 2024 tarihinde izledik. Yarım akıl diyebileceğimiz bir kızımızın bu disko topundan hallice dünyada başından geçenlere şahit olduğumuz oyundan şahsen ben çok çok etkilendim. Oyunun konusundan ziyade, oyunculuğu yere göğe sığdıramıyorum kesinlikle. Nihan hanım, her bir kelimeyi tonlaması, vurgusu, o su gibi akan hareketleri, kısaca her bir zerresiyle karaktere bürünmüş. Kendisini yürekten tebrik ediyorum. Resmen “akış”a girmiş bu rolle. Çok hoşuma gitti.
Bir de oyunda hiç ama hiç ajitasyon yok. “Seyirci ağlamak istiyor, ver damarı”ya hiç girilmemiş. Bu yönden de inanılmaz iyi geldi. Görece acıklı bir konu, arabeske kaçılmadan, tam da olduğu gibi aktarılıyor. O yüzdendir ki, karakterle bağ kurarken, bir çekingen bağlandım. Tam ifade edemiyor olabilirim ama, hani bir his vardır, ve o his, iyi bir his değildir, mesafe koymak istersiniz, bir yandan üzülür, bir yandan da uzak durursunuz. Öyleli bir his geliyor. Bu anlamda çok gerçekçi.
Bu arada, bence hikaye de görece içine çekiyor ve fakat, karakter bir içine dönüp hayali kahramanlarla konuştuğu, bir dönüp bizimle konuştuğu ve örgü olarak zamanda sıçramalar olduğu için, takibi biraz zor bir oyun. Kulaklarınızı dört açarak dinlemeniz lazım. Ben sanırım özünü anladım ama kızın yaşadığı tramvayı tam kafamda oturtamadım. Bir o kısmı içimde ukde olarak kaldı. Neyse sağlık olsun, belki vesileyle bir kere daha giderim.
Sözün özü: bu oyunculuk kesinlikle ödülü hak ediyor! Umarım seyircisi ve ödülleri bol olur.

Yorum bırakın