Her şeyi unutuyorum. Unutmak istemediğim güzel deneyimlerimi ise, kıyamadığımdan kağıda kaleme döküyorum. Ki izi belli olsun.
O yüzden burası; kendimin kendime notları. E siz de bu durumda okuyucu olarak, şahidimsiniz. Keyifli okumalar!

Aşık Shakespeare

Published by

on

Bu müzikali 28 Kasım 2023 Zorlu’da izledik. Bence dekor, ışıklar ve danslar epey güzeldi. Hatta biraz spoiler içerecek ama; sizin için tek başına bir şey ifade etmeyecek bir kaç sahneden örnek vereyim, 1-parti sahnesi, 2-metni iki tiyatro ekibinin birbirinden kapmaya çalıştığı sahne ve 3- sonlara doğru olan sahnede oyunun oynanmış gibi yapıldığı sahneler.. Çok çok güzel akıyor. Adeta görsel şölen. Sanki böyle play tuşunda ileri geri aksiyonlar almışsın, hızlanmış ya da yavaşlamış gibi zaman. Çok iyi numara :). Bir de o ortada dönen disko topu, topa vuran ışık yansımaları, arkadaki oturma duvarı.. Harika ışık oyunları.. Çok etkilendim. Bu işin baş tacı kesinlikle Beyhan Murphy kareografisi, dekor ve ışık… Çooook hızlı hoplaya zıplaya anlattım di mi, ileri sardım 🙂 Yavaş yavaş demlene demlene en başından aktarıyorum:

Efendim, aslında bu bir film vardı aynı isimli belki hatırlarsınız, ondan uyarlanma bir oyun ve fakat ben bu oyunu, bir müzikal sanmıştım, ama müzikli bir tiyatro oyunuymuş meğer, anlamamışım. Kimse doğru dürüst şarkı söylemiyor. Sadece “narrator” kıvamında sanırım Büyük Ev Abluka’nın solisti Gülin hanım, alıyor sazı eline, arada bir ortaya çıkıp, küçük bir özet eşliğinde çok güzel şarkılar seslendiriyor, sanki sahne geçişi gibi ama o kadar. Genel olarak hikayede bir arka fon müziği ve sözsüz geçişler var diyebilirim. Bunu da bir tuhaf karşıladım şahsen. Bir solo, efendime söyleyeyim, bir ikili üçlü konsepte uygun parçalar… Yok, nanay..

Elimizde, bir adet Romeo ve Juliet’i yazmaya çalışan Shakespeare’imiz ve bunu sahneye koymak için başımıza gelen bir oda dolusu karmaşa, kakafoni ve çekişme ve tabii şahane bir aşk var. Oyunda Uraz Bey ile Nezaket Hanım’ın enerjisini çok çok beğendim, çok güzel, kıpır kıpırlar ve uyumlular da sahnede, gerçekten çift olduklarına ikna oldum ben. Dans ile de zaten genel olarak bir dinamizm var tüm hikayede ve fakat, çok “uyarlama” bir iş olmuş. Belki de çaba çok zorlamadır, sinemadan sahneye uyarlama olunca bilemiyorum. Yer yer kopukluklar, çokçana uzatmalar var. Bir kere bu kadar uzun tek perdelik iş, biteyazdığı zaman- yani finish çizgisi yaklaştıkça için kıpır kıpır oluyor. Ha tam biz kıpır kıpırız, heyecanla bekliyoruz “finish” çizgisini ama sonunda bitiyor sandığımız üç ayrı sahne olmasın mı peşpeşe. Meğer üçünde de bitmemiş. Ancak dörtte finish çizgisini görebildik. Hayır, öyle bir hal aldı ki, “ohh bitti” derken hikaye tekrar tekrar devam edince, hani sanki, “ayy hala mı devam, bitir hoca bitir” havası geldi hepimize. İnanılmaz kafa karıştırdı.. Sona doğru o didaktik, mesaj kaygılı içerik de çabası.

Neyse, bence çok yersiz gömdüm sonlara doğru; en başta dediğim gibi görsel bir şölen esasen, danslar ve akış için izlemeye değer.

Keyifli seyirler!

Yorum bırakın

Previous Post
Next Post