Oyunu 18 Ekim 2022 Salı günü Alan Kadıköy’de izledim. Bora Akkaş’a Yen ve Yuva’dan sonra, sahnede üçüncü kez şahitlik ettim. Yen’de müthiş sevmiştim, bu oyunda ise aşık oldum diyebilirim. O ne tatlılık, o ne doğallık, o ne doğal komiklik.
Bu arada oyun, “bir tek kişilik oyun, ne kadar interaktif olabilirse, o kadar interaktif”ti. Seyirciler O düzeniyle ( evet yanlış okumadın O, U değil) oturuyor ve herkes birbirini görüyor, ortada Bora, kendi harika şeyler listesini sayıyor da sayıyor idi. Çok çok keyif aldım. Hatta arkadaşımla oyun sonrasında, kendi harika şeyler listemizi yapma hususunda da gaza geldik. Hoş yapmadık ama olsun, müthiş ilham veren, çokçana gülümseten, yer yer gülümsetmenin de üzerine çıkıp güldüren, ve inanır mısın arada da epey bir doz hüzünlendiren bir oyundu. Ama yani, hani tadında bir doz, fazlası değildi. Daha çok umut yüklemesi oldu benim için diyebilirim.
Bir de seyircilere de rol verdi Bora Bey ve oynayan herkes enteresan bir şekilde cuk diye oturdu rolüne. Ben yapabilir miydim emin değilim. Hadi çorabını çıkart, onu kukla gibi oynat dese, ağzım açık mal gibi kalırdım eminim. Hebelek gübelek… O anlamda doğru kişileri nokta atışı seçen şahin gözlü bir bakışı var çocuğun veeeee bir minik not daha, listedeki numaraları nasıl ezberlemiş sırayla, tam bir delilikti! Bu ezber işi her zaman ilgimi çekmiştir. Tebrik ederim. Bu arada; numara demişken– en en başta daha oyun bile başlamamışken, elinde kağıtlarla numara dağıtıyor ve her birinin arkasında listesinden bir parça bulunuyordu. Bir tanesi de bana denk geldi. Hala kartı saklıyordum hoş bir anı olarak. Düne kadar. 🙂 Şu anda ne yazdığını ve nerede olduğunu hatırlamıyorum. Sanırım dans ile alakalı bir şeylerdi.
Velhasıl kelam, toparlıyorum. Harika bir oyun!

Yorum bırakın